1 Ağustos 2013 Perşembe

RUHUMA DOKUNAN

O'NUN SÖZLERİ YÜREĞİME, RUHUMUN EN DERİN YERLERİNE DOKUNUYOR...



İnanılmaz!

Bunca yıl, yani O'nun zamanından, 1929'dan bu yana orada duruyorken, Jonathan'ı okumuşken ancak kendi algı düzeyime göre anlayabildiğim Richard ile aynı sözcükleri, cümleleri, duyguları paylaşıyor olmak...
'Evet, aynen ben de bu cümleyi kurmuştum' demek...
Bütün tanışıklık bu işte..Ruhun tanışıklığı bu...Aynı duyguyu, aynı düşünceyi daha önce hiç karşılaşmamış, konuşmamış, tanışmamış olmanıza rağmen paylaşmak...


Röportajlarında sorulan sorulara bakınca, kendi algı düzeyinde birileri olmadığın görüyorsun...
'O hayali kişiler veya dünyalar gerçek mi? Kuantum fiziğiyle mi ilgili?" falan gibi çocuksu sorular...

Bu duygu ve algı düzeyindekiler ve hayata bakışları nasıl benzer...

irfan, nur ve aydınlık, can , neşe , sevinç, dostluk, kendiliğindenlik, doğallık, sükünet...
buradaki kavramlar bunlar...geçilecek kapılar hep kendi içinde...
Bir puzzle'ın parçalarını tek tek yerine koymaya çalışmak gibi kendine yolculuk..
Kapılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder