OLGA KHARIDITI
DHARMA YAYINLARI
Bir yerin öyküsünü nakletmek kolay birşey
değildir, çünkü öyküyü yalnızca insanlar yaratır ve anlatır. ...
Burası çok eski bir yerdir. Birçok tarihi
katmana sahiptir. Bu katmanlar birbiriyle bağlantılıdır, birbirlerine esin
kaynagı olurlar ve güç iletişiminin doğrudan hattıyla bizlerle bağlantı kurup
yaşamlarına devam ederler.
(AYNEN ALTBEYNİMİZ GİBİ..
AYNEN ZAMAN KAVRAMI GİBİ...
AYNEN MEKAN KAVRAMI GİBİ...
AYNEN ENERJİ KAVRAMI GİBİ...
AYNEN RADYO FREKANSI GİBİ..
AYNEN SES GİBİ...
.BİRÇOK KATMANI
VAr..HEPSİ BİRBİRİYLE VE HERŞEYLE BAĞLANTILI...)
Ben bu kent'in eski yüzüyle, Efrasiab denilen
zamanın en başından beri bağlantıdayım.
EFRASIAB, Düyanın uyuşmazlık nedir bilmediği
Altın Çağ dönemi kralı.
Tanrısı ULU ANA ANAKHİTA. Erkek ve kadının
eşit olduğu çağ. Sufa denilen ateş tapınakları inşa etmişti.İki rahip kardeşden ZARATASHTA kıskançlık
nedeniyle Anakhita'nın kutsal hazinesini çalmaya hazırlanırken, Tanrıça
kolyesini koparıp dağın dibine gizlenmiş göle atmış, gölü süt yağmurlarıyla
doldurup hazineyi saklamış. Zaratashta
güçsüz kalıp ofkelenmiş. Dünyaya kıskançlığın yerleştiğini bilen tanrıça, daha
önce de evi olan SIRIUS Yıldızına saklanıp hükümdarlığını ordan sürdürmüş.
EFRASIAB öyküyü öğrenip gidip gölü buldu. Gölün ortasında büyüyen bir HAOMA ağacının bulunduğu bir ada
vardı. Bu ağaçta Anakhita'nın yeryüzüne gelmeden önce yaşadığı yıldızlarla
yeryüzü arasında bağlantı kurmasına yardım eden bir sıvı vardı. Efrasiab, Haoma
ağacının yanında kamp kurdu ve göl hakkında bilgi sahibi oldu. Hazinenin gölün
altında, ağacın en derin köklerinde gizli olduğunu haber aldı. Ağaçta yaşayan
beyaz bir kuştan Haoma ağacından tohumların nasıl toplanacağını (? SONRA TOHUMLARI ATIYOR...) öğrendi. Bu tohumları ada üzerinde
yaptığı sufa'nın (ateş tapınağı) içindeki kutsal ateş çemberine,aynen beyaz
kuşun kendine gösterdiği gibi attı. Kutsal ateşten çıkan dumanı içine çekti ve
güç kazandı.
....İkibin yıl sonra en yüksek dağda
yaptırdığı tapınağa girdi. Bahçeside başka bir varlıkmiş gibi yürüyen kendi
gölgesini gördü...Zaratashta geri dönmüş, Efrasiab onda gölgesini görmüştü.
Altın çağ bitmiş, kıskançlık, düşmanlık başlamıştı. Ölümsüzlük hazinesi
Efrasiab'da loduğu için Ölülerin Canlı Kralı olarak onu seçmişti Anakhita..ki
gelecekten insanlara yaşamdan ölümün ötesine geçişlerinde yardım edebilsin...Tapınak
kalesiyle uçup ölen insanlara, ikinci ölümden korunmaları için yardım
ediyordu. Savaş başlamış, Bellek bölünmüş ve birçok gölge yaratılmıştı,
bireysel ve kollektif bellek etkilenmişti.
Zarahatsha'nın ofke ve korku belleği ..Zoroaster"in birliğin olduğu
yere ikiliği getirmesii sağladı.
Zoroaster öğretisiyle...farkında olma
duygusu, herşeyin siyah ve beyaza bölünmesi ve her iki tarafta da gölgelerin
yaratılmasıyla canlıların merkezinden uzaklaştı. Bu bölünmenin ve gölgelerin
üstesinden gelebilmek için birçok farklı yol vardır.
SWASTIKA, HAÇ, rüyalar kanalıyla şifa dağıtma
geleneğinde yaptığımız işler için çok büyük önem taşır. Yan kısımları,
altbeynimizle üstbeynimizi birleştirir,geçmişle bugün, hareketle algılamayı
özel bir yolla birbirine bağlarken merkezi de bütün bellek boşluklarına
doğrudan bağlıdır. bu sembolü faal hale getirmeyi öğrendiğinde, bu görüntünün
merkezi rüya boşluğuna açılan (BİRLİK çağı Altın Çağa açılan) bir kapı görevi
görecektir. Bu boşlukta o ana kadar kaydedilmiş tüm anılar birbiriyle
bağlantılıdır ve boşluk boyunca anılarnı arasında geçiş ve dönüşümler
yaşanabilir. Merkezin üzerinde herhangi bir gölge yoktur. Yaşanan her deneyimi
bellekle doğrudan birbirine bağlar.....günlük yaşamda gerçek rüyaların (berrak)
yaptığı biçimde hareket ve algılamayı, geçmişi ve bugünü birleştiren tek bir
deneyim vardır, o da orgazmdır. bu birleşim hali, bellek şeytanlarını da
iyileştirmede kullanılır .
Ben bellek şeytanlarını, insanların ölüm
sarsıntısı denilen nihali sarsıntılarına şifa bularak iyileştiren bir geleneğe
aitim. Ölüm ve rüya özleri arasındaki tek fark, insanın farkında olma
duygusundaki yoğunluktan kaynaklanır. Senin öznel deneyim dediğin şey, ölüm
olayında tamemen nesnel bir hale gelir. ...
gerçek rüyalar, daha çok gizli rüya
özü ile çalışma ortamı yaratarak buna hazırlanma ve bellek şeytanları katılaşıp
ölüm sıasında sana acı vermeden iyileşme yolunda değişiklikler yapma
yöntemidir. Gerçek rüyalar bellek şeytanlarının sana acı vermesini engeller ve
onları altedebilecek gücü elde etmeni sağlar.
Normal yaşamda bellek şeytanları endişe ve
depresyona neden olan bellek görüntülerini kullanarak dizginleri ele
geçirir.Gerçek rüyalarda kendini endişeli veya üzüntülü hissedemezsin, o
durumda deneyim hemen kaybolur. ...130
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder